Ülkemizde 2008 yılında yapılan sosyal güvenlik reformuyla işverenler birçok yükümlülüğe tabi tutulurken, aynı zamanda önemli haklara da sahip olmuşlardır. Reforma kadar farklı Kurum bünyelerinde yürütülen sosyal güvenlik uygulamaları Sosyal Güvenlik Kurumu altında tek çatı altında birleşmesiyle farklı bir yapıya bürünmüştür.
Yeni Kurumla birlikte 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun (Reform Kanunu) birçok hükmü Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş, bu sebeple eski sosyal güvenlik mevzuatının bir kısmı yürürlüğünü devam ettirmiştir. Söz konusu Kanunların etki alanın kapsamlı olması, bu alanda yönetmelik, tebliğ ve genelge gibi birçok alt düzenleyici mevzuatı da beraberinde getirmiştir. Bu duruma Kurumun yetişmiş eleman açığı da eklenince sosyal güvenlik uygulamaları içinden çıkması güç bir duruma gelmiştir.
Diğer taraftan yeni reformla birlikte işverenlere önemli hukuki ve cezai sorumluluklar yüklenilmiştir. Yükümlü olunan bildirimler ile idari para cezası öngören fiilerin sayısı artırılmış, sosyal güvenlik alacaklarından işverenler; şirket ortakları, üst düzey yöneticileri, işveren vekilleri, yeminli mali müşavir ile mali müşavirleri birlikte sorumlu tutulmuştur
İşyerlerinin tutması gereken kayıt ve belgelerin çeşitleri ile bunların saklama süreleri artırılmıştır.
Bununla birlikte işverenlerin farklı konu başlıkları altında denetime tabi tutulması öngörülmüştür. İşverenlerin yükümlülüklerini artıran yeni reform düzenlemeleri ceza-ödül dengesini sağlamak bakımından işverenlere önemli sigorta primi teşvikleri sağlamıştır. Ancak söz konusu haklardan faydalanma şartları karmaşık bir alt mevzuata bağlı kılınmasıyla bu alanın işverenler üzerindeki olumlu etkisi sınırlı kalmıştır.
Özetle sosyal güvenlik mevzuatı uygulamaları, işverenlere önemli fırsatlar getirmekle birlikte, diğer yandan da ağır yükümlülükler yükleyerek ciddi riskler doğurmaktadır.
Günümüzde bulundukları organizasyonu ileri taşıyan CEO (Chief Executive Officer) olarak adlandırılan üst düzey şirket yöneticileri, şirket ortakları, hatta yeminli mali müşavir ve mali müşavirler ticaret hukukunun aksine bağlı oldukları şirketlerin sosyal güvenlik borçlarından şirket tüzel kişiliği ile birlikte şahsi mal varlığıyla sorumlu tutulmaktadır.
Bu kapsamda ORBİS KURUMSAL, işverenlerin yapılarını sosyal güvenlik mevzuatına uygun hale getirerek risklerini minimuma indirmekte, istihdam teşvikleri fırsatlarının etkin, verimli ve zamanında kullanmasını sağlamaktadır. Özellikle sosyal güvenlik reformundan sonra sosyal güvenlik uygulamalarında ciddi denetim tecrübesine sahip devletten ayrılma müfettiş kadromuzla bu alanda çözüm odaklı hizmet sunmaktayız.
Telif Hakkı © 2020 Orbis Kurumsal - Tüm Hakları Saklıdır.
GoDaddy Web Sitesi Mimarı İmzalı